Wednesday, September 27, 2006

UMAY NUR



Dunyamiza geldigini duydugum andan beri dilime, yuregine dolandin.O'ndan sana guc vermesini diliyorum o gunden beri, direnmeni ve simsiki tutunmani hayata.Bir bilsen seni ne cok kisi heyecanla beklemekte, eve gelisini, eve nese katisini.Haydi bir geliver de gorsun o evdekiler erkek egemenliginin sonunu :), bir kiz sesi cinlatsin o koca binanin duvarlarini.

Az once baban resmini gonderdi,sana bakinca oyle ferahladi ki icim.Direncin isigini gordum sende.Once O'na sonra sana guveniyorum.Nefes almak sandigin kadar zor bir sey degil inan bana, sadece biraz daha gayret hadi.Basar ve o koca binada kiz sesleri cinlasin yillardir cinlayan erkek seslerine inat.

Umay Nur, adin kadar bir guzel yasam vardir umarim onunde.Zoru gorerek baslamak daha guclu kilacaktir seni.Kolay olani herkes yapar zaten.Bak ben de zoru basaranlardanim, kuvezde baslayan hayat macerami onin disina tasiyabilenlerdenim.Erken acmak dunyaya gozlerimizi sabirsizlik katar birazcik belki bize sadece :) .Hemen belli ederiz kendimizi (yedi aylik olusumuzu yani ).Sana soz basar su isi ozel bir grup kurucaz seninle, hayata gozunu erken acanlar grubu.

Yilin en guzel gunlerini yasiyoruz biz simdi, dileklerin kabul edildigi gunleri ve dillerimizde seninle ilgili dilekler cogunlukta.Aramiza katilmani sabirsizlikla bekliyoruz, guzel ginler yasayabilmek icin, O'nu bilebilmek ve bildirmek icin baskalarina, sevgiyi paylasmak icin gel haydi...

Ve biliyormusun su minicik halinle bile yuzunde oyle derin anlamlar barindiriyorsun ki...Ya galiba en cok sevdiklerim arasinda yer alacaksin sen...

Saturday, September 23, 2006

YUK

Sonbahar geliyor gene ve benim icimdekki kiskanclik duygusu kendini gosteriyor.Agaclari kiskaniyorum, onlarin tum yuklerini yere emanet etmelerini ve sonrasinda gelecek olan karla is birligi yaparak o yuklerin izlerini tamamen silmelerini kiskaniyorum.
Insan olmanin agirligi burada belki, gecmisin tasalarini ve gelecegin kaygilarini ayni anda yasamak. Tasinmasi agir bir yuktur bu, onun agirligi anin bize yukeldigi yuku tasima gucunu alir elimizden.Gecmis ve gelecek denizinde bogulurken icinde bulundugumuz denizde yuzebilme yetisini kaybederiz.
Kolumuz kanadimiz bir anda kirilir, kalabaliklar icinde yalnizligin en kavurucusunu yasariz, takatimiz kesilir ve anilar cokertiverir omuzlarimizi, yuzumuzun isigi gider hic geri gelmeyecek gibi.
Agaclarin gelecek bir bahari vardir, yuklenecek yepyeni yukleri, zorlanmaz ama onlar yuklerini tasirken cunku sadece o anda onlara yukleneni tasir dallari.Onceki baharda yuklendikleri yukleri emanet etmislerdir yere ve gucleri o anda verileni tasimaya yetmekte.
Belki benim de baharim gelecek bir gun, ve ben basarabilirsem irademin hakkini vermeyi, yuklendigim en agir yuku bile tasirken nese dolar icim.Yuzumdeki isik kalici olur, bir anda teslim etmez kendini karanliklara.
Irademi kullanmak beni diger canlilardan ayiran ozellik.Secebilme yetisiyle donatilmisim var edilirken.Miadimi doldurma anima kadar surecek bir seruven, dogru ve yanlis arasinda zig zag dokumam.Umuyorum (O'ndan) finaldeki son hamlem dogru olani yapmak olur.

Friday, September 22, 2006

Düzeltelim...


Patlamalarımız hep küçük parçaların biraraya gelip, küçük olma sıfatını kaybetesiyle olur.Küçük olnl baş etmek kolyadır ama bir sürü küçüğün el ele verip kenetlenmesi onlarla baş etmeyi zorlaştırır.
Patlamalar patlama anı aıcıtır insanı ama patlayanda rahatlamaya neden olur.Gelen rahatlık nelerin gitmesine yol açar bunu zaman gösterir.
İçe su serpecek belki de tek nokta şudur bu anlarda.Karşı tarafın bizi önemsemesi, aldırmadığınız hiçkimse birikime neden olmaz sizde.
Bazen de patlamalar şaşırtır siZi, benden önce söyledi bazi noktaları dersiniz...
oKUNMASI GEREKENLERİ OKUMAMAK, patlamanın zeminini oluşturan.Kardeşliğe dair anlamlı kaynaklar var oysa elimizde.Onları okuyup konuşalım patlamada rol oynayan faillerle...
Gene de seni seviyorum,g... z....

Thursday, September 21, 2006

BELKİ DE CEVAP BUYDU

"GELECEĞİN BELiRSİZLİĞİ, YÜREKLERİNİ GEÇMİŞE BAĞLAMIŞTI"
Yüzyıllık Yalnızlık'tan

Tuesday, September 19, 2006

Senden oncesi gibi hersey yeniden




Ve umuda yelken acti yuregim yeniden,
Hersey senden onceki haline donuyor,
Cicekleri seviyorum yeniden,
Cocuklari gormek tebessum olusturuyor yuzumde yeniden,
Dunyayi kurtaracak gucu buluyorum icimde,
Kitaplari, gazeteleri, belgeselleri ben istedigim icin seviyorum,
Farkli dillerin kullanilmasi nesem oluyor,
Muzik dinliyorum,yazi yaziyorum,
Ve her sabah heyecanla kosuyorum okula,
Yapacak oyle cok sey var ki...

O'nunla barisiyorum,varligini hissediyorum yeniden,
Bir degerim oldugunu fark ediyorum,
Ben ben olabiliyorum,
Kendimi korumayi biliyorum artik,
Haksiz yere yuklenilen tum yuklerimden kurtuluyorum,
Geriye donup baktigimda kendi adima oyle rahat ki icim,
Onurlu olmak hem de onurundan emin olanin onursuzlugu karsisinda...

Ve guzel bir bestenin notalarindan biri olmak,
Sarmalamak tum dunyayi,tum kulaklara ulasmak,
Dunyayi daha yasanilir hale getirmek gayem,
Sen oyle uzaksin ki simdi, hic var oldun mu?
Bu sorunun cevabini bulmakta bile zorlaniyorum.

Monday, September 18, 2006

NOTA OLABİLMEK

Bulundgum cağda yapılan en guzel bestenin notalarından biri olmak itiyorum.Buyuk olanı olusturan kucuk parcalardan bırı olmak ve o buyukluk nıspetınde bır değer tasımak.
İnsan buyuk duslere soyunmalı, boyunu asan ıslere, cılgın demelı ona bakanlar ama o aldırmamalı soylenenlere.Buyuk ıslerı yapanlara basarı oncesı delı denmemis mi hep?Bu sıfaı hakkıyla tasıyan ne cok isim var otelerden bize kadar gelen.
Muhtesem bir bestede bir tek notadan çatlak ses cıksa akıllarda kalan o çatlak ses olur ancak.Kucuktur nota ama buyuk olanın icnde olmak, buyuk değer yuklemistir ona.Beste ve nota birbirinin olmazsa olmazı,biri diğerine,diğeri de otekine mahkum.
El ele vermek ve sevgi tohumlari asilamak gonullere nagmelerle.Tek basimiza basaramayacagimiz kadar yuce misyonlar yuklenmeli, bestenin hakkini vermeli.
Muhtesem bir bestedeki kucuk nota olmak, hiç çatlak ses çıkarmayan, besteye sadık bir nota.Sarsın bestenin buyusu dort bır yanı ve dinleyen her gonul katılsın bestenin çagrısına...

Sunday, September 17, 2006

OKUL VAKTI YENIDEN

Cengelli igenme siki sarilma zamani yarin.Hayata simsiki tutunup, kucuk ve buyuk olan seylerin ayirdina bir kez daha varma vakti.Bosa harcanan binlerce dakikanin telafisini yapma vakti.Piril piril bakan gozlerle umut ekme vakti, kirgin yureklere dokunma vakti, ac beyinleri doyurma vakti, sevgi ve hosgoru tohumlarini ekme vakti, guzeli soyleme vakti, emanete sahip cikma vakti...
Kalbim her eylul heyecanla carpar, okula ilk adimimi attigim o eylulden beri,tum eylullerim taclandi ilk gun heyecaniyla.Onceleri arkadaslarimi gormenin heyecanini ya da alinan yeni ayakkabiyi ilk kez giyme, yeni cantayi ilk kez takma heyecanini yasardim.Seneler bambaska heyecanlar getirdi bana eylullerde...
Ogrencilerim, mutluluk nedenlerimin en buyugu.Onlarin arasindayken gercek bene en yakin anlarimi yasiyorum, bir degerim oluyor benim de, icim huzur doluyor.Yapilacak ne cok isim varmis diyorum, ne cok sorumluluk yuklenmis yuregime meger.Ve sukranla doluyor icim, en buyuk dilegimdi bu meslegi yapabilmek, O cevap verdi duama.Simdi hakkini verme zamani ogretmen olmanin.
Yardim et bana tum yil boyunca her ogrencimin kalbine dokunabileyim, dogru olan ne varsa asilayabileyim onlara, en azindan izin ver tohum atabileyim gonullerine.Ve vakti gelince sen cicek tarlalari gibi yesert onlrin gonullerindeki tohumlari.Ogrencilerim bulunduklari ortamlari cicek kokulariyla sarsin, guzeli gorsun hep onalra bakanlar.Ve hatiralnirsam birgun, hic degilse bir tebessum olussun onlarin gul yuzlerinde...

Not;Ogrencilerimi cooookk ozledim, onlari seviyorum.

Saturday, September 16, 2006

YETEEEEEEEEEEEEEEEEEEEER!




Avazım cıktıgı kadar bagırmak istyorum, cıgıklarım herkesin yuregine ates dusursun.Sadece gunesin dogusuna misafirlik eden yerlerde bulunan yurekler tasımasın bu atesi.
Ben tüm kişisel haklarımdan feragat ediyorum.Hatta benligimden bile.Lal kesilmek istiyorum, halim lisanım olsun ve dil kavgası yapmasın kimse.
İradelerimizin katkısı olmayan hicbir ozellıgımızle ovunmeye hakkımız yok.Dilimiz, ırkımız iradelerimizin sıfır oldugu ozelliklerimizdendir.
Bunlarla övünmek korkarım bize bunu layık gorenenin öfkesine neden olacaktır.Beser olmanın temel özelliği secme hakkıdır, dıger canılardan ayrılan tek ozelliğimizdir belki bu.İnsan herseyi secebilir, itaati-itaatsizliği, serri-hayrı, alcalmayı-yükselmeyi, oysa ırkı konusunda insan O'ndan gelene razı olmalıdır, sorgu hakkı yoktur bunda.Ve O'na gore insanın ustunlugu ne dıl ne ırk ne de suretledir, ustunluk takvadadır.Ustun olan iyiliği emredip kotulukten aıkoyandır.Baskaları icin sahsi zevklerinden odun verendedir ustunluk.
Emek vermeden sahip oldugu ozelike ovunenler, insan olmanın hakkını verememis zavallılardır ancak.Baskalarının yurekerine ates dusurup bu rezilce davranısın arkasına bir toplulugun hakkını savunma bahanesi de onların vicdan rahatlatma yollarındandır.
Utanıyorum ve icim acıyor....
Neden bu kadar sessiz kaldık, birileri cıkıp bizim icin yaptıgını soyledı bu cirkinligi,neden itiraz etmedik?Ya da ettık de benimkiler gibi sesiz cigliklar miydi onlar ?
Tum haklarımdan vazgecıyorum, dil kavgaları bitecekse lal olmayı kabul ediyorum.Hal dili ile anlatabilirim her derdimi.Etnik grubum da varsın olmasın, yeter ki insan olma meziyetimi koruyabileyim.Ve kimse adıma kararlar almasın! Derdim yok benim kimseyle...
Ozur diliyorum canı yanan herkesten ve biliyorum benliği korumak ugruna da olsa bir can yakmaya bile degmezdi...
PASS, sana sesleniyorum kalemin guclu senin, sen anlatabilirsin belki benim anlatamadigimi. Bloglarda yazanlar iki sair da bu konuda yazin.Belki birinizin kalemi sihirli cumleyi yazacak ve bitecek bu anlamsiz dovus...

Thursday, September 14, 2006

MOLAAAAAAAA




Kalbimin kırılan, acıyan yanını kacırıyorum buralardan.Cok uzaklara, gezegenlerin oldugu yere bırakıyorum onu.Gorunene mahkum olmayan yurek tasıyanlar ulasabılır ona sadece bundan sonra.

Bazen acıyı tatmalı kalp ama bu onu bır adım ılerı goturecekse olmalı.Acıdan anlamayanların acıtmasına ızın vermek haksızlık olur hem ona hem de onun gercek sahıbıne.

Bır cesit koruma belki onu kaçırmsk otelere.Otelere acık yureklere dokunanlar dokunabılmelı sadece ona.Neye karsı acı hıssedılemlı ayırdına varmalı artık kalbim.Hak etmeyenlerın acıtmasın aızın vermemeli, yanacak binlerce neden varken onemsiz sebeplerin mahkumiyetinden kurtulmalı.Buyuk idealleri onemsiz kalp acılarını buyuterek harcamamalı.

Sahip oldugumuz her uzvunun hakkını vermeli artık.Hersey amacına uygun kullanılmalı.Goz güzeli görmeli, beyin faydalı düşüncelerde kullanılmalı,lisan hep dogru olanı konusmalı,mide helal olanla rızıklandırılmalı,ayak hep dogru olana yaklastırana koşmalı, kalem hep O'na yol göstermeli ve dogru okumalı kainatı...

Kalbimin çabuk incinen, haksız soylemlere kolayca boyun büken yanı,Otelere bırakıyorum seni bir süre.Dinlen ve olgunlaş diye....

Wednesday, September 13, 2006

VE GENE ATES...


Paylasamadigimiz neler olabilir digerleri ile?Aramizdaki birleri dusunuyorum durmadan ve aklim almiyor gecmiste olanlari da su anda olmakta olanlari da.Birlerimizi sayiyorum bine kadar birler ortaya cikiyor.Ulkemiz bir, gecmisimiz bir, uzerimizdeki gokyuzu bir, dinimiz bir, degerlerimiz bir, inandigimiz BIR, bu birler devam eder daha.
Bu kadar birler icinde ayriliklarimiz neler, farkliliklarimiz neden zenginlik kabul edilip kucaklanmaz, birbirimize supheci kirgin bakislar neden?Yillardir her iki taraftan otelere gidenler oldu, yanan canlar oldu, feda edilen asklar oldu, yikilan hayaller oldu, kin kapladi bazi kalpleri ve bunun telafisi hic yapilamadi.Her gun kaniyor birilerinin yurekleri, ATES DUSTUGU YERI YAKAR diye bildik senelerce oysa ATES GONUL TASIYAN HERKESI YAKAR olmaliydi dogrusu.
Birkac gundur gazete ve televizyondan uzak kalinca toz pembe hayallere dalmistim gene, etrafimda hayalime ortak olanlarla.Bugun gazete okumasaydim keske hic.Ates dustu benim de icime.On kisi daha gocmus meger otelere.Sekiz cocuk birden hic anlam verememis buyuk patlamaya, ve sonrasindaki ugltuya...
Ailelerin serinlemek icin ciktigi Kosuyolu Parki otelere kosus oldu dun gece on kisiye,ve gene ates dustu onlarca ailenin yuregine.Lutfen ATES DUSTUGU YERI YAKMASIN bu kez GONUL TASIYAN HERKESIN ICINE DUSSUN ATES! Yillardir birbirimize yaptiklarimiz icimizi yaksin, ne olur birileri dur desin.YUREKLI biri ciksin kucaklasalim, unutalim olanlari yepyeni sayfalar acalim desin.Bir vucut olalim hepimiz, sevelim birbirimizi, yureklerimiz farkliliklarimizi da kucaklayabilecek kadar genis olsun...
Cok eskilere gidip oradan birilerini bu zamana getirebilsem keske, gel senin gibi yureklilere ihtiyac var simdi burda desem.Yurekli olmanin yolunu goster bize de desem.''Vucudumu oyle buyut ki baskasina yer kalmasin cehennemde'' nasil soylenir yurekten, ogret bize de desem.Ve ayni cumleyi ben soyleyebilsem, ben de ''Oyle yandir ki benim yuregimi baska yureklere ates hic kalmasin'' diyebilsem.
Ben bu cumleyi soyleyebilsem ve gunesin dogusuna misafirlik eden yerlerin tum atesini alsam, aydinlansa her yer, farkliliklarimizi kucaklasak sevgiyle, kardesligi yasasak hakkiyla...

Monday, September 11, 2006

SEN


Lutfedince ne kadar canli ne kadar taze olabiliyorsun icimde, ulfet dagilip gidiyor, bir daha geri gelmeyeckmis gibi. Seni ilk kesfettigim gunlerin heyecani sariyor kalbimi, heyecanlaniyorum, varligini dusundukce kalp atislarim hizlaniyor, bir deger adlediyorum ben de kendime.Nazarim aniden degisiyor, her sey anlam kazaniyor, gonlum affediyor herkesi ve oyle anlarda kainat kuculuyor kalbim buyuyor, ve bir bakiyorum ki tum kainat kalbime sigimis.Senden olan herseyi seviyorum, binlerce perdeye takilsa da bazen sevgim, biliyorum perdenin otesindekileri gorensin.Ozumu bilensin, muhabbetine olan ihtiyacimi anlayansin,bir senin kalbimdeki boslugu doldurabilecegini bilensin.Cok guveniyorum sana, senden olanlara olan sevginden de oyle eminim ki ...
Ben de senin gibi sevmeye calisiyorum senden olanlari, beklentisiz ve gonul koymadan .Oyle cok buyusun ki icimde sevgin, disa yansitinca onu bende seni gorsun bakanlar...Ben seni hatirlatayim herkese.Ve kalmasin el uzatmadigim bir mahzun gonul...

''Gonlume hazanlar degmesin artik,
Bahari yasarken kis mevsiminde,
Senin sevdalinim ben yak beni artik,
Kalbim son kez ...''

Friday, September 08, 2006

,,,


Icimdeki gunes birden nereye saklaniyor?Karanligin gelisi nasil bu kadar ani oluyor?Isik var biliyorum ama binlerce perde varken onumde ve de ben onlari aralayack gucu bulamazken kendimde, isik varsin olsun...
Dun dogrulugundan emin oldugum bugun neden yanlisim oluyor?Ve hata yapmak, yerimde saymak nasil oluyor da yillardir suren seruvenim oluyor?
Hep iyi olani yapmaya niyetlenmek, her yenilgide bile bile belki de sonu niyeti yenilemek.Umut bu olsa gerek...
Yolun sonuna ulasamayacak olsam da o yol ustunde olmak hep, zamanin hizina tezat yavas adimlar atarak da olsa hep o yol uzerinde olmak, baska yollara hic sapmamak...

Thursday, September 07, 2006

BERAAT


Gok bir kez daha acacak kapilarini sonuna kadar bu gece.Gok sakinleri bekleyise duracak gene, acilan eller beklenecek, dilden dokulen isteklere kulak kabartilacak, kalpteki iniltiler alinacak kararlari etkileyecek yine...
O kendisine bir adim atilmasini bekleyecek, adim atana kosmak icin.Ne olur isteyin benden , isteyin ki vereyim, her isteyene cevap bendedir diyecek.Yaptiginiz kotulukler engel degildir istemenize, tovbeniz gonuldense diyecek.Hem yaptiginiz iyilikleri hemen kayda alip yaptiginiz kotulukleri bekleten BEN degil miyim?Oyleyse BEN'den umut kesmek niye? diye soracak.
Bu gece ben de acacagim avuclarimi hem de her zamankinden cok yerden yukselterek onlari, gonlumdeki yanginin iziyle yuzumu O'na donecegim, hala hatalari tekrarlamaya meyilliyim ama gidecek baska kapim yok diyecegim.Sen istemezssen ben geceici heveslerin icinde benligimi kaybedip gidecegim, otekilerden farkim kalmayacak benim de...
Oyle mahcubum ki Sana, Sen'den yuz cevridigim anlarda bile birakmadin beni, ben benden gectim,Sen'den gectim, hayattan gectim ama bir an olsun kustugunu hissettirmedin hep rahmetindi kusatan etrafimi.Meger her an yanimda olan bir Sen varmissin, icimi dile dokmeden anlayan bir tek Sen, dustugumde tutup kaldiran bir tek Sen, olcuzuz sevilmeye layik bir tek Sen,geri cevirmeyen tum hatalarima ragmen bir tek Sen, gonul yanginlarina serin sular bir tek Sende, merhametin ve sefkatin dorugu Sende...
Ve bu gece tum iyi insanlar adina beraati diliyorum Senden, iyilik yapma gucmuzu arttir, Senin isiginla aydinlatip icimizi etrafimizdakileri de aydinlatabilmeyi lutfet bizlere.Icinde kotuluk olanlarin da kotuluklerini sav gistsinler cok uzaklara.Her yani sevgi ve hosgoru kusatsin, Senin sevginle sevelim tum kainati...

YÜZDEKİ AYDINLIK


Yüzünüze bakan bir yüzde güneşler dogmasına neden oldunuz mu hiç? Ve karşınızdaki yüzün aydınlığı ürpertti mi içinizi? Birinin belki de ilk umut ışığı sonra da umutsuzlugu oldunuz mu?...

Hayat duygulara teslim olmamıza mani ne çok engel çıkarıyor karşımıza.Bizim doğrularımız dogru oldugunu düşündüğümüz kişinin dogrularıyla örtüşmüyor çoğu zaman.Böyle anlarda duygularımız doğrularımıza kurban ediliyor.Yaşamın gerçekleri ağır basıyor, onlara yenilmekten kurtaramıyoruz kendimizi.
Bazen birileri bizi kendine yakıştırmazken, başka birileri kendini yanımıza yakıştırmayabiliyor.Bir muammadır bu sürüp giden...
Kendinizi feda ettiğiniz dönüp bakmazken size, siz sizin için kendini feda etmeye hazır olana gidecek kadar cesur olamazssınız.Belki onun yüzünde yüzünüzün doğdurduğu güneştir korkutan sizi, belki aydınlğın gözünüzü kamaştırması ya da tüm hayatı olmak birinin ürpertir içinizi.

Kimilerinin kamburu ruhundadır ve er ya da gec tüm çıplaklığıyla çıkar birgün ortaya.Kimileri bedeninde barındırır kamburu ve eğriliklerden uzak bir ruh taşırlar ıçlerinde.Şerfeli olamlıdır onlar, ruhtur insanı insan yapan, sevdaları güçlü kılan ya da tüketen de gene o ruhtur.
Yüzündeki aydınlığın hakkını verebilecek sevda taşıyanlarla buluşur dilerim en kısa zamanda bu ruhu taşıyanlar...Çünkü ben onlar için yalancı bir güneş olabilirim ancak :( .

Sunday, September 03, 2006

SU


Su kendi sebep oldugu yaniga kendi deva olur.Yakiciligini anlayinca suyun gene ona kosariz ilkin, soguk suya teslim ederiz yanan yerimizi, ve su kendini affettirmek istercesine cekip alir sizimizi .Hissettirmez bize acimizi o an hapseder kendi icine.Ve biz oyle anlarda minnetar oluruz hem suya hem de O'nu bize sunana, hic aklimiza gelmez bizi yakanin da ayni su oldugu.
Suda yaninca suya kosmak, O'na vefasilzik edip gene O'na kosmak gibidir.Biliriz bir ikaz vardir yasanan sikintilarda, icimiz acir yaptigimiz hatalara ve acimizi dindirmek icin yoneldigimiz tek istikamet de ikazi verenin bulundugu istikamettir.Uyari senden, deva da sendendir der ve tum benligimizle yoneliriz o an O'na.Sarmaladigini hissederiz bizi, Miknatis gibi cekilir acilarimiz, o an bizi uzen ne varsa hepsi hapsedilir, bize kalan cocuksu bir huzur ve mutluluktur...
Su hem hayattir hem hayat alandir.Hep hayat bulanlardan olalim biz...

Not;Yanmak gibi acil durumlarda gecenin bir saati bile olsa arayabileceginiz dostlariniz varsa, yanik acisi kendini hem suya teslim eder hem de telefondaki dostunuzun sesine.Ve size kalan tek sey O'na bunlar icin minnettar olmaktir :) .

Saturday, September 02, 2006

SOZCUKSUZ DUA

Bazen kelimler saklanir biryerlere, elma desem de armit desem de bulunduklari yerlerden cikmazlar onlar.Ve ben oylece oyunun ortasinda kaliveririm tek basima.Ne oyunun sonu bellidir, ne de oyunun galibi.Aleni olan tek sey ise sozcukler gun yuzune cikincaya kadar ebe benim...
Bu gece beni ebe olmaktan kurtarmaya hic niyeti yok icimdeki kelimelerin, oyle sessizce bende biryerlerde duruyor onlar.Kalbim ise coskun anlarini yasmakta, soylenecek cok sey var bu gece ama kelimeler kalbin cagrisina duyarsiz...Kalbim bu gece sadece bana hissettirdikleriyle yetinmek zorunda, dile gelme hakkindan yoksun bugun o...
Bu gece belki susma vakti, ictekini dinleme vakti, benle kalbimin bas basa kalma vakti, O'na halimi sunma vakti...Hal de bir anlatis degil midir, sozcuklerden daha tesirli bir anlatistir hem de.Dile dokulmeye cesaret edilemeyenlerin bile en etkili arz sekli degil mi O'na halimizi sunmamiz...
Halimin farkina vardir beni, ben benim icin neyin iyi oldugunu bilemem, zaman ve mekanla
sinirliyim .Halimi Sana arz ediyorum, geregini yapacagini biliyorum...

Friday, September 01, 2006

BEYAZ GUVERCINLER


Beyaz guvercinlerim olsa bir suru, saliversem hepsini ayni anda, gokyuzu bembeyaz bir ortuye burunse kanatlariyla onlarin.Goge kalakan her basin yuregi aydinlansa,yureklerdeki siyahlar beyaza donusse, kalmasa karalardan tek bir iz. Arinan kalp asli vazifesini hatirlasa ve hep ona uygun hisler yasatsa icinde.
Gokteki beyaz ortu ona bakanlara masumiyeti hatirlatsa, masumiyet icteki tabularla zincirlenmis cocugu azad etse.Binlerce cocuk canlansa yetiskinlerin iclerinde.Dunya ile ilgili kararlar o icteki cocuklar hurken alinsa, savas karari cikar mi gene bir yerlerden?
Her guvercin bir kuskun kalp secse kendine, gidip o kuskun kalp sahibinin omuzuna konsa, oksasa kanatlariyla onun kuskun yuzunu.Sonra beyaz bir tuy biraksa o kalbin ustune, o gonlun kirginligi beyaz kanat altinda kalsa...
Baris en sevimli kelime haline gelse herkes icin, barissa kusler, siyah ve beyaz eller kucaklasa birbirini.Gozler dil kesilse, lisanlarin farkliligi adedince karedeslikler kurulsa,kin utancindan yok olsa, sevgi, baris ve kardeslik hukum surse tum dunyada...

* * *
Bir guvercin de benim omuzuma konsa, bir tuy de benim kalbime koysa, kapansa kalbimdeki siyahlar, kalp muhabbet icin yaratilmistir ve ona zit olan duygular kalbin islevini bozmaktadir, asli islevine donse benim de kalbim.
''Vurana elsiz, sovene dilsiz, kirana gonulsuz gerek'' diyecek kivama gelsem ben de.Affetsem herseye ragmen de affimla yucelsem...

Not;Bugun Dunya Baris Gunuymus ama kimse barismamis :( .