Otobüsün tüm süratine, beynimin yorgunluğuna ve de kalbimin kırklığına rağmen seçebildim onları asfalta paralel ilerleyen yeşil alandan.
Aylardan şubattı ve şubat ancak karı ve kardeleni ağırlardı saltanatı süresince.Bir yanlışlık olmalıydı bu işte, gözlerimi otobüsün penceresine yaklaştırdım iyice, hiç aldırmadım burnumun otobüsün kirli camlara yapışmasına.Yol kenarındaki toprak alanda papatyalar serpilmişti, yanılmıyordum işte.
Zamansız gelmişlerdi papatyalar bu yıl, tıpkı benim dünayay gelişimin zamansız oluşu gibi.Zamansız göz açmak dünyaya ne zordur oysa.Zamansız gelişler sevinçten çok telaş ve burukluğu getirir beraberinde.Etrafınızdakiler endişelenir, hayata tutunup tutunamayacağınızdan,şartlara uyum gösterebilecek dirençte gelmemişsinizdir çünkü geldiğiniz mekana.
Aşklar da sabırsızdır bazen, onlar da zamansız çalar kapınızı ve zamansız yaşanan her aşk tüketir onu içinde taşıyanları.Onlarla birlikte tükenir o da, geriye hüzün kalır yadigar.
Zamansız söylenen sözler geriye dönüşü olmayan kırınlıklara neden olur, sözün zamanı değildir çünkü o an.Ve zamansız acılar kaplar yüreğinizi, hiç zamanı değildir acının sizce ama gelmiştir işte öyle...
Vakti girmeden eda edilen vazifenin de bir kıymeti yoktur, öğle vaktini ikindi kılmanız mümkün değildir çünkü. Kuraklık zamanı gelmeden yağmur duasına çıkmazssınız, hasta olmadan şifa bulmak için açmayız ellerimizi.
Asrımızda herşey zamansız, ya önce ya da sonrasını yakalıyoruz olması gereken zamanın.Ve seneler geçtikçe zaman neden daha hızlı akmakta?Ve neden asra yemin edilir kutsal kitapta?Hiç düşündük mü neden hüsrandadır insan ve nedir hüsrandan korunmanın sırrı?
Papatyaların en az benim kadar direnç göstermelerini diliyorum değişen hava koşullarına.
Gerçi erken gelmenin bu dünyaya vardır her erken gelene bıraktığı bir miras...
Ve hepimiz adına diliyorum, hüsranda olanlardan olmayalım, olmamak için elimizden geleni yapalım...
Friday, February 09, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
4 comments:
Evet elimizden geleni yapalım.İçimizdeki alıngan,kırılgan ve incinmiş çocuğun bizi yönetmesine izin vermeyelim.Her zaman bir yol daha vardır.Atımızı alan yolumuzu da almadı ya.Bir yol bulamazsak yolu kendimiz açarız. ne diyosun?
bu fotoğrafın altına yazı yazmasanda olurdu..
ama yazdım...
Yellow girl,cesaret ve umit verdin...Evet, dilerim başarabiliriz
Post a Comment