Maddelerden örülü binlerce duvar varken önümde, ruhumun sınırsızlığını algılamaktan güçlük çekiyorum.Ne olurdu kimse iki kere ikinin dört ettiğini öğretmeseydi bana.Keşke kimse sonuca gitmek için gerekli olan formülleri dayatmasaydı, sonuca nasıl gideceğime ben karar verseydim.Keşke kaidelerden çok istisnalaradan söz etmiş olsalardı zamanında.Beynimin algılama gücünü bu kadar sınırlandırmasalardı keşke.
Sebeplerin var olma sırrına dair ipuçlarını daha önce anlatsaydı birileri.''KÜN FE YEKÜN'' kulaklarıma daha önce ulaşsaydı.Duygularımın ve hislerimin emrime sunulmuş birer asker olduğunu bilseydim önceden.Öğretildiği kadar çok sınırımız olmadığına inansaydım, içimdeki potansiyelin sınırsızlığını algılamakta bu kadar zorlanmazdım şimdi.
Sınır konmamışken bana, yaşadıklarım ve öğrendiklerim farkına varmadan demir parmaklar örmüş ruhuma.Oysa konmamıştır hislere, duygulara sınır.
Sır içimde saklıdır benim.Kim bilir engellerimi aşıp sırra erince birgün ,deniz üstünde yürümenin zevkini anlatırım size :).
İçimizdeki gücü keşfedebilme dileği ile...
Sunday, February 25, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 comments:
sen ki düz yolda yolunu şaşırıyorsun. su üzerinde yürümekten bahsediyorsun.
inşaallah.
O ayrı bu ayrı,yön bilmeye gerek yok bu yürüyüşte.
Hem aşk olsun bir aramayla bulmadım mı taaaaaaaaa nerelerdeki evini
Canım benim, sende zaten çıkmış enerji ortaya hatat taşıyor bizlere de :)
Post a Comment