Bir fırça yapıp elimi,
Bir yüzdeki yılların oluşturduğu tüm çizgileri dümdüz edebilsem,
Sonra bir çift gözün içine dokunsam,
Hüznü silip, umut çizssem gözbebeklerine,
Gözlerdeki matlıklara değse fırçam ve parlaklığı miras bıraksam onlara...
Üşüyen yanlarına güneşler çizssem,ısınsa yüreği
Yüreğinin sıcaklığı dışa yansısa, bakıp ısınsam ben de...
Monday, February 12, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
9 comments:
yazdığım yorumu neden sildin sevcan?
yeis mani herkemal..yeisin başını "la taknatü" kılıcıyla kesiniz
yorumunda yazdıgını uygulamaya karar verdım, hayata gecırdım ondan sıldım...
Yeis bır hastalık ve vardır her hastaıgın bır ılacı...Tedavı suresı farkıdır herkeste, benımkı braz uzun surelı hepsı bu.
sevcan ablam döktürmüşsün gene ..... ama at artık şu sıkıntını içinden neşe dolu yazılar görmek istiyorum artık senin gözlerinde de gülücüklerle açılan mutluluklar görmek istiyorum anladın sen onu:D
Yahu bu o degıl ki ya...
Anladın sen benı :).
"Ne istediğini bilememenin aslında son derece doğal olduğunu anlayıncaya kadar kızdı kendine.
Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.
Tereza'yla olmak mı daha iyiydi, yalnız olmak mı?
Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın? Yaşamın hep bir taslak olması bundandır işte. "
Milan Kundera - Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
eysean bence dee...
g.e
Ne çok isterdim yaşananın sadece bir prova olmasını ve keşke prova sonrası gerçek oyunumu sahnelemek için çıkabilsem sahneye.Güçlü, umutlu, dingin ve sevgi dolu...
Evet,ilk prova yaşamın ta kendisi
:(
Post a Comment