Seslerin ve kokuların üzerimizde büyülü etkisi vardır. Bazen bir koku, bazen de bir ses bizi ummadığımız duygu yolculuklarına çıkarır.
Bu sabah arkadaşımın arabasına bindim. Yüz ifademden okula gitmeyi istemediğimi anladı. (Yorucu bir hafta sonu geçirdim. Haftanın yorgunluğunu atmak şöyle dursun, onun üstüne yenilerini de itina ile ekledim.) Hemen radyonun düğümesine bastı. Beni neşelendirecek bir şarkı bulmaya çalıştı. Ve başardı :).
Payıma Yaşar'ın Kuşlar şarkısı düştü. Namelerle birlikte de bir dosta duyduğum bastırılmış özlem içimdeki tüm setleri yıktı.
Sözcük, zaman ve mekan sınırı tanımayan dostlarımız vardır. Bir bakış kurulan onlarca cümleden daha çok şeyi anlatır onlara. Araya giren zamanı yalanlar aylar sonra gerçekleşen görüşmeler. En son bıraktığımız tazeliktedir her şey. Her mekan onlarla aynı güzelliktedir.
Ebru,
Yüzüne güzel cümleler kurmakta zorlandığım tek dostum. Bu sabah arayıp öyle çok şey söylemek istedim ki sana. Ama biliyorum ki ne ben onları söyleyebilirdim, ne de sen dinlerdin. ( Of Sevcan, deme böyle şeyler. Bak sevmem ben kızım ...)
Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Yollarımızı kesiştiren bir güç vardır. O'na ne kada teşekkür etsem azdır, öyle cömert ki...
Bu sabah birkaç yıl öncesini düşündüm. Ben olsaydım, o dönemde benden gelen telefonlara bakmazdım. Hangi sabırla dinledin milyonlarca kez tekrarladığım cümleleri? ( Bence işin en zor, tahammül edilmez kısmıydı bu).
Birlikte seminer salonlarının en arka sırasında oturmayı özledim. ( Bu arada artık koltukların arasında kaybolabilirim, o kadar küçüldüm yani). Kitap çalışmaları için katıldığımız Ankara seyahatlerimizi yeniden yapabilsek keşke...
Özleyip de özlemimi söyleyemediğim tek dostumsun sen benim. İçinde deryalar olan ama bunun farkında olmayan. SENİ SEVİYORUM.
Biliyorum gözlerine inanmıyorsun ama bu satırların tüm suçlusu Yaşar :).
Monday, December 07, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
4 comments:
yahu bir insan sabah sabah ancak bu kadar kıskançlık krizine sokulabilir, valla bravo...
bu ne yaw...
bi daha da davosa gelmem bu da böyle biline..
deniz misal,
Aşk olsun ya. Satırlara döktüğüm cümleleri senin için seslendiririm ben. Bir telefon yakınlığında sana olan özlemim.
Ama bu kıza ölsem diyemem yazdıklarımı. Kırk yılda bir yenildim ben duygularıma.
Ve emin ol o belki bu satırları okumayacak bile. Yoğun bu ara :).
Seni de seviyorum. Eskişehir sen olmasaydın bu denli anlamlı olmazdı.
Ey güzel Allahım gör halimi, zorla kendimi de sevdirdim ya, ne deyim ben bana..
çok duygulandım ,bir yaşar şarkısında hatırlanmak ayrıca çok güzel.
bende sana şunu söyleyebilirim ki beni en iyi tanıyan ve benim için ennn özel arkadaşımsın, her ne kadar sık görüşemesekte.
seni hiç kimselere değişmem. ve benden önce ayrılırsan dünyadan bil ki yıkılırım, mahvolurum, bir yanım eksik kalır.
burdan yazmak daha kolay duyguları, fakat bir daha bu bahsi açmayalım. hehe..
Post a Comment