Thursday, December 10, 2009
Kitap öncesi ve sonrası
Samiha Ayverdi, tanışmakta geç kaldığım yazarlardan biridir. Adını ilk kez yazı atölyesinde Ali Ural'dan duydum. Hocamızın yazarla ilgili söyledikleri bende merak uyandırdı. Geçen hafta Samiha Ayverdi'nin iki kitabını aldım; Ateş ağacı, İnsan ve şeytan.
Ateş Ağacı ile başladım. Kitap beni aldı götürdü. Okumak bazen insanı yalnızlaştırır. Kitapla aranıza kimse girmesin istersiniz. Ben de satırlarla arama kimse girmesin istedim. Ne çalan telefonlar ne de habersiz ziyaretçiler. Cemil Bey'in hikayesi değildi sanki okuduğum. Ben kendi hikayemi okudum. Altını çizdiğim çok satır oldu. Üzerlerinde durup düşündüm, tekrar tekrar okudum. Kitap sonrasında, bende pek çok şey eskisi gibi değildi artık. Ve aşk, ne çok mana gizliymiş onda...
Kitaptan altını çizdiğim bazı satırları paylaşıyorum.
'' Ne tuhaf...insanlar bir kırık testiyi, bir taş parçasını, tarih, sanat ve estetik kıymetleri için asırdan asıra intikal ettiriyorlar ve bu sanat eserlerinin karşısında zevkten dilleri tutuluyor da, ruhun mananın dokuduğu şaheserlere dudak büküyorlar.'' s.40
'' Bence şekil ve sanat, manayi ziynetleyen bir kapıdır. Mana, şekil perdesi altında gizli olduğu için göz,iç kıymetini görmüyor da, dış tezahürlerini görüyor. Ruhu görmeyip, cesedi gördüğümüz gibi.
Şekil manayı bulmak için bir kapıdır. Yazık ki insanlar bu kapının san'at inceliklerine, estetik vasıflarına dalarak, onu açıp içinde gizli olan hazineyi elde edemiyorlar.'' s.40
'' Güya ki ruhlar vücut elbisesi giymeden evvel, her birinin eline cilalı, gönül alıcı birer top verilmiş. Sonra bu topları veren, onları birden bire ellerinden kaparak fırlatıp atmış ve:Haydi arayın bulun! demiş.Her ruh, bir görüp bir kaybettiği o güzel şeyin telaşıyla yola düşünce, kendini dünyada bulmuş. Fakat dünyada topu unutturacak neler neler var...
İnsandan beklenen, dünyaya, kaybettiği topunu aramaya gelmiş olmasını unutmamaktır.'' s.41
'' Ben cihangir olsam, hatta bütün dünya şahsi mülküm olsa, ben benim olmadıkça kendimi hiçbir değere malik saymam.'' s. 46
''Ben de ne tuhaf söylüyorum, tıpkı bir çocuk gibi. Sanki her gözü açık ve yaşı ilerlemiş insanda görmek kabiliyeti var mıdır? Görmek, insan kudretinin erişebileceği en yüksek basamak... esasen yaratılıştan maksat bu kabiliyeti kazanmaktan başka nedir?'' s. 76
'' Bence aczini bilmek, acizden kurtulmanın tek yolu.'' s. 101
'' Ne tuhaf, insanın henüz kendinin bilmediği öyle şeyler vardır ki karşısındaki bunları ezberlemiş kadar kolay okur.'' s. 112
'' Elle yazılan her şeyin gün olup bozulması tehlikesi vardır. Fakat gönülle yazılan yazıları silecek ve bozacak kuvvet yaratılmış değildir.'' s. 136
'' Hemşehrilik bile bir yaknılık sebebi olduktan sonra, dertte iştirak daha kavi bir bağ ve anlaşma vasıtası olmaz mı?'' s.145
'' Vahid-i Mukaddeste Musa'ya, Allah'ın niçin ateş suretinde göründüğünü şimdi anlıyorum. Musa'nın o zaman ateşe ihtiyacı vardı. Zira doğurmak üzere olan zevcesine ateş lazımdı. Musa, karşıdan beliren ateşe doğru gittiği zaman, bunun bir ağaç, bir Ateş Ağacı olduğunu gördü ve ağacın: '' Ben senin Allahınım'' dediğini duydu. Belki de Allah ona böylece talebi suretinde görünmeseydi, Musa oraya, bu kadar şevkle koşup gitmeyecekti.
Bu hikmetin benim maceramla sıkı bir münasebeti var. Ben de büyük ve yakıcı bir aşka şiddetle mutaç olduğum gün, talebimi insan suretinde gizlenmiş görerek ona koştum ve atıldım. İşte bu hengamededir ki insan aşkıyla Allah aşkını birbirine karıştırdım, bir bardak suyu denize döktüm.'' s. 160
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
4 comments:
sana yusufçuk ve yaşayan ölü kitaplarını tavsiye etmiştim aylar önce bunu ben okumadım sıraya koymalı lakin bu dediklerim de süper bir dde cemalnur sargut anlatmış samiha ayverdi ile sırra yolculuk diye bir kitap şimdi onu aldım
bahar gelisn;
Evet hatırladım şimdi. Hatta yazma teknikleri ile ilgili bir kitap daha önermiştin. Not almadım tabi ben :(
bahar gelsin,
İnsan ve Şeytan'ı okuyorum şimdi. Onu okudun mu?
çok hoş yazılar,bende bulup okucam inş. hocam bende size bi kitap önerebilir miyim :) bu kitabın konusuyla pek ilgisi yok ama.nermin bezmen-bizim gizli bahçemizden..
Post a Comment