Sunday, January 24, 2010

KAR, HOŞGELDİN :)

Hasretle beklediğimiz anlar vardır. Nice duyguları sığdıracağız sanırız içine onların. Beklenen dem geldi mi ise ya lâl kesiliriz, ya da anında tüketiveririz tüm hislerimizi. Ve özelmi çekilen anı sıradanlaştırveririz bir çırpıda.
KAR. Aylardır bir yağsa deyip de yağdıramadığımız yeryüzü gelinliği. Duvağını açtın üzerimize tüm zerafetinle. Her yer masum şimdi. Her yer AK. Nice selam getirdin her bir kar tanende ötelerden. Biriktirdiğimiz duygularımız dile gelsin istedin. İNSAN olduğumuzu anımsayalım istedin. Ama unuttun. İNSAN nisyan ile maluldur. İsteklerimize ulaştık mı unutuveririz çektiğimiz hasreti. Kıymet bilmeyiz kaybetmeden elimizdekileri. Nisyanımızdan sana beyaz kabus deyişimiz. Oflamalarımız, donmalarımız, senden kaçıp eve kapanmalarımız da hep bundan.
Darılma bize. Sen duvağını bizim tüm karalarımıza inat ört üzerimize. Kalmasın karalardan eser hiç kimsede. Gözlerimiz AK olana alışsın. Gözümüzden gönlümüze insin AK.
AK düşünelim, AK görelim, AK eyleyelim tüm eylemlerimizi.

HASRET KALDIĞIMIZ AK DUVAK,
ÖTELERDEN YERYÜZÜNE HOŞGELDİN.


**********************


KAR ANISI

Poştle kayma isteği bir yanı çocuk olan herkeste var sanırım. Kar beni çocukluğuma götürdü. Öğle arası bir saat olan bir okulda okudum ilkokulu. Okul yakınında park vardı. Yemek yemek yerine poşetleri kapıp soluğu parkın en yüksek tepesinde alırdık. Sonrası mı tepe bitene kadar kar üstünde uçmak... Soğuk hiç işlemedi bize. Islanan çoraplar, kızaran eller bizim değildi sanki. Çünkü kar'ın varlığına dolanırdı varlığımız. Kayarken vücudumuz hissederdi geridebıraktığımız her kar tanesini.Kar şimdi kara kabus. Çünkü dolamıyoruz varlığımızı varlığına. Kızak ya da kayak karla aramızda barikat. Bizi selamlayan kar tanelerini yutan birer kara delik onlar. Öyle ise kapın poşetleri elinize. Bulun bir tepe. Ve alın her kar tanesinin selamını.
Kar taneleri iniyor gökten döne döne. Ben de dönmek istiyorum onlarla birlikte. Dönerek kainatta dönen her zerreye eşlik etmek ve kainattaki bir zerre olmak istiyorum ben de.

8 comments:

Unknown said...

ben hiç karda kaymadım izmirde 1 cm kar olsa buzolur kaza olur babamın servisi kaza yaptı bir kere kar yağdığında eli parçalandı 4 kez bacağından et alıp eline yamadılar tutmadı çürüdü neyseki sonra estetkle düzelttiler kar güzel de bazen zor sonuçları oluyor:((

pembedeniz said...

bahar gelsin;
Babanın halini hatılıyorum. Çok sükür ki iyileşti. ''Geçmişin elemi gider lezzeti kalır.'' der bir Allah dostu. Geçti gitti...
Güzel anılar bıraksın kar sende bundan sonra.

Unknown said...

dilerimmmm bu gece geliorum dilerim yollarda kalmam sabiha gökçende falan

pembedeniz said...

Mutlaka görüşelim. Haberleşelim :)

Anonymous said...

'ak duvak'
bu nasıl bir ifade ! muhteşem... tebrikler !

pembedeniz said...

Yazı atölyesinden birinden bunu duymak çok güzel. Siz yazdınız ben izledim hep :). Bir kez alkışladınız ama üç kez Şule yayınları terasında :). Eyvallah öznur'um.

ebru said...

''Yemek yemek yerine poşetleri kapıp soluğu parkın en yüksek tepesinde alırdık.''
kuyruklu yalan..

pembedeniz said...

ebru;
Ya bu kısmı doğru bacım. Yemekhane yerine parkı terih ederdim. Ama okula girer girmez soluğu kantinde alırdım tabi. Ben ve açlık ikisi yan yana duramaz hiç derdim.
Ama şimdi yaşamak için yiyiyorum ya. Neler oluyor bana. Hepsi Mesnevi'nin suçu. Güçüldüm kızım, yok mu olacam ben bu gidişle :)