Wednesday, March 07, 2007

İçimdeki bahar ya da nazar...

Bahar geldi, pazar günü saatlerimizi de bahara göre ayarlayacağız.Güne bir saat erken başlayacak herkes, gündüzlerimiz uzun, gecelerimiz kısa olacak.Aydınlık daha çok eşlik edecek bize, güneş daha uzun süre ısıtacak kalbimizi.
Aydınlık en koyu karanlıktan sonra gelirmiş, ben bunu hakkel yakin bildim :).Aydınlanıyor benim de ruhum, hoş görüyorum pek çok şeyi ama başta kendimi.Şarkıda da dediği gibi, hoş görüyorum, affediyorum, unutuyorum ve öyle ferahlıyor ki içim.
Ve anlıyorum, bir kez daha inanıyorum herşeyin sırrı bir nazarda gizliymiş, tüm muammaların cevabı küçüçük bir bakış açısında saklıymış meğer.Güzel düşünen hayatında lezzet alabilirmiş.Nazarımı terbiye ediyorum, o değiştikçe benim de içimdeki karanlık gidiyor, geriye aydınlık kalıyor.
Kalemi kağıdı seviyorum, küçük notlar yazmayı, her umutsuz yüze nazarla ilgili sırrımı fısıldamak istiyorum, tüm karanlıkları savmak ve aydınlatmak tüm ruhları.Seviyorum, sevdiğimi hissediyorum yeniden çiçekleri, çocukları, insanları ve HAYATI :).
Işığımız ısımız daha uzun süre eşlik edecek bize, belki de kararmasına izin vermeyecekler ruhumuzun, savacakalr içimizdeki gölgeleri.Gözlerimiz çiçek sergilerini izleyecek yol kenarlarında, parklarda, bahçelerde.Üzerimize ağırlık yapan kabanlar yerini hırkalara bırakacak.Faturaların kabarık gelme endişesi duymadan ısınabileceğiz.İçimizdeki duygular dinginleşecek.
Ve sizi bilmem ama ben şunu bileceğim ki tüm bunlar, tüm bu değişiklikler BENİM için.Bunca düzen, dizayn, ışık ve ısı ayarlaması BENİM için.Güneşin doğup batması, havadaki ısı, çiçeklerin kokusu ve rengi hepsi benim için.Ve elbette SİZİN için.Çünkü BİZ en nazlı misafiriyiz bu kainatın.

Bugün en çok Ajda Pekkan'nın Hoş Gör Sen şarkısnı seviyorummm ;

Hoş gör sen, affet gitsin aldırma,
Büyüklük sende kalsın sonunda,
Sen sarıl o sana sarılmazsa,
Sen unut unutmazsa...

10 comments:

Suleyman Ve Ben said...

Merhaba Pembe Deniz,

Nasilsin?

Cok orijinal senin blogun adi..

Neden pembe deniz? Merak ediyorum :)

Bahar resim cok guzel.

Cunku Kanada cok soguk simdi, I can't even imagine the spring will come this year ....

Bahar gel lutfen :)

Not:
Turkce ogrenmek cok zordu mu senin icin 13 yasda?

Gorusuruz,

Suleyman.

pembedeniz said...

suleyman ve ben, seni blogumda görmek çok güzel, günün ilk sürprizi oldu yorumun benim için.
Neden pembe deniz?Pembe rengi kaybetmiştim ben ve bu blog bir pembe arayışı benim için.(The search for hope).Pembe en sevdiğim renkti benim sonra aramız bozuldu pembeyle :), ama merak etme barışıyoruz ve ben herşeye pembe gözlüklerle bakabiliyorum yeniden(wearing pink glasses).
Turkçe öğrenmek benim için çok zor oldu çünkü ben Bulgaristan'da doğdum ve 13 yaşıma kadar orada yaşadım, 1989 da ailemle göç ettik buraya( İ think you know smt about the migration from Bulgaria to Turkey in 1989).Türkçe öğrenme konusunda senden şanslıydım ben, benim etrafımda daha çok öğretmenim vardı.İ was learning from everybody, at school, market, street :).
Seni çok takdir ediyorum.Dilerim bahar Kanada'ya da gelir bir an önce ve senin de kalbini sıcacık yapar.Sevgiler...

zeyno said...

Merhaba, yazın içimi ısıttı benim de:) Umutla doldum birdenbire,baharı, güneşi zaten çok seviyorum bir de üzerine bu yazı, harika oldu:)

pembedeniz said...

Cok heyecanlı oluyor boyle ya, blogtan okudugun bırını kendı blogunda gormek.İçinin ısınmasına çok sevındım. bloguma hoşgeldin Zeynep :).

pembedeniz said...

Kalakalım artık kış uykusundan di mi ama ? :)

Anonymous said...

inaşallah baharın gelmesiyle tabiat kıpırdandığı gibi bizler de kıpıtdanabiliriz ayak uydurabiliriz tabiata.yazın çok güzel olmuş

Anonymous said...

gerçekten yazın çok güzel olmuş......bahar gerçekten çok güzel ......Ağaçlar baharda çıplak kalmaktan kurtuluyorlarr.....

Anonymous said...

gerçekten yazın çok güzel olmuş......bahar gerçekten çok güzel ......Ağaçlar baharda çıplak kalmaktan kurtuluyorlarr.....

pembedeniz said...

Ne güzel yakışıyor değil mi elbiseleri?Gözlerimizi alamıyoruz onlara bakmaktan.

Anonymous said...

tabikide çok güzeller çok yaşıyolar ve bakmaktan kendimizi alı koyamıyoruz..sonuçta bize oksijen verenler onlar